🦞 Keloğla Masalları Kısa Özeti Oku
Sende masalların en eğlenceli diyarında olmaya ne dersin 6yasmasallari.click sitemizde masallar diyarına yolcuğunda sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız. Masal ve hikaye oku kategorimizden en güzel çocuk masalları ve hikayeleri yer almaktadır. Masal okumak için hemen kısa masallar ve hikaye kategorilerimize göz
Wp Hocası, WordPress site rehberi olarak WordPress kullanıcılarına kaynak bir web sitesi olmayı hedefleyerek; WordPress alanında içerikler sunar.
ÇobanKeloğlan Masalı. Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde Keloğlan ile anacığı, babasının yaptığı çobanlıkla geçinirlermiş.
Çocuklarınızabazen hikayeler ile bazen masallar ile doğruları, iyileri, gerçekleri öğretme şansınız bulunmaktadır. Bu amaçla kullanabileceğiniz masallar arasında ya da bu amaçla kullanabileceğiniz öyküler arasında, en popüler olanları hiç şüphesiz ki, Keloğlan masalları olarak karşınıza çıkacaktır. Kurgulanan bu masal biçiminde yaratılan Keloğlan karakteri
öğretmenbu zamanda keloğla masalları kısa özeti yazmamızı istedi burada yazılmış ama eksk öyküler var hepsini yazamazmısınız 18-03-2020 22:04 harika bir öykü kitabı keloğlanı bilmeyen yok artık bana göre türk ince zekasını en iyi temsiz eden karakter sanırım bu yüzden bu kadar çok seviliyor
Grimmmasalları okumaktan tutun, Nasrettin Hoca gibi fıkralara, Keloğlan masallarından, Binbir Gece Masallarına kadar uzanacak olan kurgusal metinlerle birlikte, ebeveynlerin çocuklarını daha bilinçli büyütebilecekleri makaleleri yayınlayacağımız bu masal, hikaye ve ebeveyn bilgilendirme sitesinde sen de yazar olabilirsin. Hadi!
Onlineİncil Özeti. Sevgili ziyaretçimiz, bu sayfamızda ücretsiz olarak Tevrat, Zebur ve İncil okuyabilirsiniz. Bizim temel kaynağımız Tanrı sözü olan İncil’dir. Eğer kargo dahil ücretsiz İncil almak isterseniz aşağıdaki linkten formu doldurmanız yeterlidir. Ücretsiz İncil. Android ve IOS cihazlar için ücretsiz
Çocuklarınev sevdiği birbirinden güzel En Sevilen Keloğlan Masalları Oku bu kategoride okuyabilirsiniz.
HayalGücü tüm keşiflerin temelini oluşturur. Hayal etmek ile herşey başlar. Çocuklara hayal etmeyi öğretmenin en birinci yolu masalları anlatmaktır. Masal ile çocukların saklı kalmış özellikleri ortaya çıkar. Hiç farketmediğiniz özellikler dışa vurur. Masal çocukları ne yapmak istediklerine yaklaştırır. Masal bir
GaKn. KELOĞLANIN FÜZESİ Bir varmış, bir yokmuş. Ülkenin birinde Keloğlan yaşarmış. Uzaya meraklıymış. Bir gün bir füze bulmuş. Füzeyle Jüpiter'e gitmiş. Uzayda tur atmış. Sonra dünyaya dönmüş. Masalımız da burada bitmiş. KELOĞLAN VE KORSANLAR Bir Keloğlan varmış. Kayıkla denize açılmış. Korsanlar, kayığı almışlar. Keloğlan'ı denize atmışlar. Keloğlan yüzerek kıyıya çıkmış. Masalımız da burada bitmiş. KELOĞLANIN SARAYLARI Evvel zaman içinde bir Keloğlan yaşarmış. Rüyasında hazine üstünde yattığını görmüş. Evin altını kazıp, hazineyi bulmuş. 365 tane saray yaptırmış. Padişahın kızıyla evlenmiş. Masalımız da burada bitmiş. BANA KELOĞLAN DERLER Tarlaya biber ektim Bahçeye fidan diktim Şu masal dünyasında Keloğlan olarak tektim. Kimse beni geçemez Benimle yarışamaz Benim aştığım yüce Dağları onlar aşamaz. La Fonten saraylarda Fransa'da, İspanya'da Tatlı hayat yaşamış Kralların sofrasında. Andersen dersen İsveç'te Aklı fikri gelgeçte Masallar yazmış ama Beynimizde süzgeçte. Grimm Kardeşler vardır Onlar birer Alman'dır Almanlara sorarsan Dertlerine dermandır. Bana ne La Fonten'den Andersen'den, Grimm'den Avrupa'da masal kitaplarında Var mı hiç Keloğlan'dan? Ben bana benziyorum Anadolu çocuğuyum Beni sallamayanı Sallar söker atarım. Masal kitabı basanlar Yerli yazara kızanlar La Fonten, Grimm deyip Andersen'den çıkanlar. Ey yayınevleri Bilgi, kültür evleri Yerli yazar yok, Avrupa çok Avrupa kültür evleri. SON BEBEK KELOĞLAN Ye bakla at takla. Ye limon denizde somon. Ye kavun derdinle avun. Ye soğan gece yarısı Keloğlan'dır doğan. Ebe oğlan oldu der, sofada dokuz doğuran babaya. Baba koşar evinde on sekiz doğuran dedeye. Baba, oğlum oldu, baba oldum, der. Dede ayağa kalkar, gözün aydın, der. Sen baba oldun, ben dede, der. Sen baba, ben dede, diyerek oynamaya başlar. Bunun üzerine baba, sen dede, ben baba, diyerek oynar. Oynarlar da oynarlar. Sonradan baba geri gelir babası yanında. Babanın babası Keloğlan'ın dedesi, Tatlıya bağlandı torun hevesi. Bebek Keloğlan ağlar da ağlar. Ana, baba, dede kucağına alır, sorun yok. Keloğlan ağlıyor ama gözlerinde yaş yok. Onun amacı dünyaya geldiğini ilan etmektir. Daha doğar doğmaz hoş geldim demektir. Hoş geldin Keloğlan, yeni doğmuş bebek oğlan. Şimdi ağla büyüdüğünde ağlama, ağlatma. Sakın ola zalim olma Kılıcın değil, aklın keskin olsun. Geldiğini görenler korkmasın, gülümsesin Anlattıklarından ders çıkarıp hayatı özümsesin. SON DEĞİRMENCİ KELOĞLAN İLE ARAP Eski zamanlarda bir Keloğlan yaşarmış. Bu Keloğlan tembellikten bıkmış. Arabın biriyle ortak olmuş ve bir değirmen satın almış. Keloğlan kısa zamanda değirmenciliğe alışmış. Gelen buğday, arpa ve mısırı değirmende öğütüp un yapıyor ve para kazanıyormuş. Bazı müşteriler para yerine öğütülen tahılın birazını değirmen hakkı olarak bırakırlarmış. Keloğlan'ın ortağı arap gün boyu geziyor ve akşamüstü gelip hasılatı alıyormuş. Öğütülen tahılı arabasına yükleyip kasabada satıyormuş. Arap giderek zenginleşmiş. Keloğlan ise, fakir kalmış. Aradan aylar geçmiş. Bakmış Keloğlan olacak gibi değil, arap kazancın hepsini alıyor. Araba oyun oynamaya karar vermiş. Arap geldiği zamanlar, bugün müşteri gelmedi, kazanç olmadı diyerek, hasılatı eve götürüp anasına vermiş. Öğütülen tahılı ambara saklamış. Bir yıl sonra arap değirmenden umudunu kesmiş ve Arabistan'a gitmiş. Keloğlan değirmende çok çalışarak zengin olmuş. Padişahın kızıyla evlenerek mutlu olmuş. SON KELOĞLAN İLE KELAYNAK KUŞU Vakti zamanında ülkenin birinde en güzel kel yarışması düzenlenmiş. Çok sayıda kelin katıldığı bu yarışmada Keloğlan ile Kelaynak finale kalmış. Keloğlan Kelaynak'ın güzel olduğuna inanıyormuş. Yarışmayı onun kazanacağını sanıyormuş ama buraya gelirken anasının, birinci olmadan, ödülü almadan sakın gelme. Seni eve koymam bilmiş ol, demesini de hiç unutmamış. Ne yapıp edip yarışmayı kazanmalıymış. Keloğlan ile Kelaynak geceyi geçirecekleri handa odalarına çekilmişler. Daha sonra Keloğlan Kelaynak'ın odasına gitmiş. Bakmış Kelaynak aynanın karşısına geçmiş kel kafasını kaşıyor. Keloğlan, sen güzelsin, sen benden güzelsin, sen en güzelsin, diyerek Kelaynak'ı övmeye başlamış. Bunun üzerine Kelaynak şişinmiş, kabarmış. Sonunda ayna çatlamış, Kelaynak patlamış. Kelaynak'tan kurtulan Keloğlan gidip odasına yatmış. Ertesi gün rakibi gelmediği için birinci seçilen Keloğlan yüz akçe ödülü alıp evinin yolunu tutmuş. SON KELOĞLAN DAĞLAR PADİŞAHI Bir varmış, bir yokmuş. Bir Keloğlan varmış. Bu Keloğlan zamanla büyüyüp gelişmiş. 20 yaşına girmiş. Mert, yiğit biriymiş ama çalışmayı sevmez, boş gezenin boş kalfası misali koca boyuyla gezer dururmuş. Garip anacığı çalış, para kazan dedikçe, para benim neyime, deyme ana keyfime, yazık olur emeğime, et doldur tabağıma, dermiş. Günlerden bir gün Keloğlan iftiraya uğramış, kolculara yakalanmamak için, dağlara kaçmış. O yörenin beyi, Keloğlan'ı altınlarımı çaldı diye suçlarmış. Beyin baskısından yıllardır bıkıp usanan köylüler, Keloğlan'a ekmek, yemek götürerek onun dağları mesken tutmasını sağlamışlar. Bir iki derken, tarlalarda karın tokluğuna çalışmak istemeyen on köylü Keloğlan'ın çevresinde saf tutmuş. Keloğlan gücüne güç katmış ve bir gün adamlarıyla düze inerek beyi sindirip korkutmuş. Tarlalarda ırgatlık yapan köylüler, Keloğlan'ın yanına gelerek, sen çok yaşa emi Keloğlan diye bağırmışlar. Kolcular, Keloğlan'ın etrafını sarınca araya girerek Keloğlan'ı dağa kaçırmışlar. Olanlardan haberdar olan o ülkenin padişahı tebdil kıyafet gelerek köylülerle konuşmuş, Keloğlan'la tanışmış. Onun iftiraya uğradığını anlamış. Sonradan kimliğini açıklamış ve Keloğlan'ı sarayına davet etmiş. Sarayda padişahın dünya güzeli kızını gören Keloğlan kıza aşık olmuş. Kız da ününü duyduğu Keloğlan'ı görür görmez sevmiş. Sonraki bir gün Keloğlan anasıyla gelerek padişahtan kızını istemiş. Padişah kızını Keloğlan'a vermiş. Düğün günü bey bir kenarda eğlenceleri izlerken, onun baskısından kurtulmuş olan köylüler oynamışlar, eğlenmişler. Yıllar sonra bile çocuklarına, torunlarına Keloğlan Dağlar Padişahı diyerek anılarını anlatmışlar. SON KELOĞLAN İLE ULUDAĞ Bundan yıllar önce Anadolu'da bir Keloğlan yaşarmış. Bu Keloğlan anasıyla birlikte karınca misali geçinir giderlermiş. Keloğlan çalışmayı sevmezmiş ama anasının zorlamasıyla iş bulup çalıştığı ve üç beş kuruş kazandığı olurmuş. Keloğlan bir gün bir gezginden duydukları karşısında neredeyse büyük dilini yutacakmış. Gezginin anlattığına göre, Uludağ'da yaşayan kocamış bir ihtiyar varmış ve bu ihtiyar 54 milyon yaşındaymış. Keloğlan kendi etrafında şöyle bir döndükten sonra " Aboov! Sen ne diyorsun gezginim! Hiç o kadar yaşında insan olur muymuş? 54 yaşında deseydin inanırdım da öyle milyon yaşa falan benim aklım ermez. Peki, sen inanıyor musun ihtiyarın o kadar yaşadığına? " Bunun üzerine gezgin " Tabi inanıyorum. İnanmasam sana söyler miyim? Kendisini yıllardır tanıyorum. Ben çocukken ihtiyardı, 30 yaşına girdim yine ihtiyar. Babam, dedem zamanında da ihtiyarmış. Dedemin dedesi de onu tanırmış ve o zamanda ihtiyarmış. En aşağı hesaba vursan 200 yıl çıkar. 200 yaş da az değil hani. " Keloğlan " Onun orası öyle, 200 yaşında olabilir ama 54 milyon bana inanılmaz geldi. Hiç inanmadım. " Gezgin " Seni tanırım Keloğlan, inanmadım dersin ama araştırma yapmaktan geri durmazsın. Ya doğruysa değil mi? Sen meraklı köylüsün. Uludağ'a gidersin. İhtiyarı bulursun. Onunla konuşursun. " Gezgin, Keloğlan'ı iyi tanıyormuş. Ertesi sabah anasında izin alan Keloğlan, Uludağ'a doğru yola çıkmış. Keloğlan yolda sormuş, soruşturmuş, yeni insanlarla tanışmış, konuyu araştırmış. Gezginin anlattıklarıyla insanların anlattıkları birebir örtüşüyormuş. Uludağ'da milyonlarca yıldır yaşayan bir ihtiyar varmış ve Keloğlan onunla bir an önce tanışmak için sabırsızlanıyormuş. Sonunda Keloğlan çok yaş yaşamış, dişleri dökülmüş, iki büklüm ihtiyarı bulmuş. Onunla koyu bir sohbete dalmış. Keloğlan sormuş " Dedem, ben geldiğimde selam dedim, sen kafanı kaldırıp beni gördün ve hoşgeldin Keloğlan, selam evladım, dedin. Benim adımı nerden biliyordun ki? Sanıyorum beni ilk kez görüyorsun." " Bak bu doğru Keloğlan. Seni ilk kez görüyordum ama adını biliyordum. Benimle görüşmeye gelenlerden bazıları Keloğlan deyip başından geçmiş bir olayı anlattılar. Aslanım, sen çok meşhurmuşsun. Gezgine de söyledim, şu Keloğlan'ı kap getir diye. Kendi gelmedi ama seni gönderdi. Benim için seni tanımak zor olmadı. " " Dedem, şu üç günlük dünyada derler, dünya sence de üç günlük müdür? " " Dünya üç günlük değildir. Beş günlük de değildir. Yaşadığı günlerin pek çoğunu değerlendirmiş, zamanını boşa geçirmemiş bilgili, kültürlü bir insan şu üç günlük dünyada deyimini kullanmaz. " " Dedem, bir de bu dünyaya yalan dünya diyorlar. " " Olur mu Keloğlan? Dünya yalan olur mu? Tabi ki bu dünya gerçektir. " İki büklüm ihtiyar aniden doğruluvermiş " Bak ben Uludağ'ım. 54 milyon yaşındayım. " Keloğlan " Nee?! Sen Uludağ mısın? " " Tabi ya ne sandın? Uludağ'ın bir de insansal karşılığı olmalı. Dünya çapında bir dağ derdini anlatabilmeli. Bak Keloğlan, insanlar bir fikir ve düşünce sistemine bağlı kalmamalı. Diğer fikir ve düşüncelere saygı duymalı. Eleştiri kabul etmeli. " " Dedem Uludağ, seni üzdüysem beni affet. Nice zamandır bu sorular kafama takılıyordu. Soran öğrenir, sormayan ne öğrenmiş, derler. Ben de geldim, seninle tanıştım, memnun oldum. Misafirin iyisi erken kalkandır. İzin istiyorum. " " İzin senindir Keloğlan. Ama çok erken kalktın. " " Dedem, bu kadarı yeterli. Konuştuklarımızı anlatmama izin çıkar mı? " " Çıkar. Ben sözlerimin arkasındayım. " Keloğlan düze indikten sonra köyünde ve diğer köy ve kasabalarda Uludağ'la konuştuklarını anlatmış. Herkes, Keloğlan'ın anlattıklarını ilgiyle dinlemiş. Bir kişi bile karşı çıkan olmamış. Doğru söze ne denir? Demek ki doğru söyleyen dokuz köyden kovulmuyormuş. SON KELOĞLAN UÇAN HALI Bir varmış, bir yokmuş. Keloğlan adında bir genç varmış. Çalışmayı sevmezmiş ama kızlar onun peşinden koşarmış. Kasaba yolunda önüne çıkarlar, beni al Keloğlan, beni al, derlermiş. Bunun üzerine Keloğlan " Yoo, durun bakalım kızlar. Hepiniz çok güzelsiniz ama benim gözüm yükseklerde. Ben padişahın kızını almak isterim. " dermiş. Böyle dermiş ama, sen padişahın kızını gördün mü, onunla konuştun mu, diyenlere, ne gördüm, ne konuştum ama ben onu seviyorum, dermiş. Ee Keloğlan bu, görerek de sever, görmeden de sever, ona sadece başı kel diye Keloğlan dememişler. Mert, yiğit, cesur olmasa yüzyıllardır adı böyle saygıyla anılır mıymış? Keloğlan, Anadolu insanının ezilmişlikten kurtulmak isteyişinin canlı bir haykırışıymış. Her yiğit gencin içinde mutlaka bir Keloğlan varmış. Yürü Keloğlan yürü, Anadolu sana yetmezmiş, senin adın dünyada duyulmalıymış. Yürü Keloğlan yürü demiştik ya sonunda Keloğlan yürüye yürüye başkente varmış. Hayal gibiymiş ama başkentte herkes padişahın kaçırıldığından bahsediyormuş. Böyle bir olay dünya tarihinde olası değilmiş. Kim kaçırabilirmiş ki koskoca padişahı? Bir, iki derken duydukları, ee yeter artık deyip, Keloğlan saraya gitmiş. Keloğlan'ı padişahın kızının huzuruna çıkarmışlar. Padişahın kızı Ayla'nın iki gözü dört çeşmeymiş. O kadar çok ağlamış ki, sarayın salonu diz boyu gözyaşı dolmuş. Ayla biraz daha ağlasa sarayı gözyaşı basacakmış. Keloğlan Ayla'nın yanına gitmiş " Sevgili sultanım, nedir bunca gam keder, babanızın kaçırılması mı etti sizi heder? " demiş. Ayla gözyaşlarını silmiş. Daha önceki gecelerde bu genç pek çok defa rüyalarına girmiş. Onun olmazı olduran, imkansızı gerçekleştiren biri olduğunu biliyormuş " Aman Keloğlan, yaman Keloğlan, dağlar başı duman Keloğlan. Sen sen ol Keloğlan, odamdaki halı uçar Keloğlan. Sen halı uç de halı uçar, dünyayı dolaşır gelir Keloğlan. Ben sana aşığım Keloğlan, ne olur babamı kurtar Keloğlan. " Ayla'nın haykırışı üzerine Keloğlan harekete geçmiş. Odaya gidip halının üstüne oturmuş. Ayla ve baş vezir de halıya binmiş. Keloğlan, halı uç, demiş, halı uçmuş. Saray penceresinden çıkıp gökyüzüne yükselmiş. Ayla'nın söylediğine göre, babasını kaçıran amcasıymış. Amcası dedesinin bir cariyeden olma oğluymuş. Yıllar önce saray dışına çıkarılmış ama anasının teşvikiyle şimdi padişahlıkta hak iddia ediyormuş. Uçan halı, Uludağ'ın sarp ve yalçın kayalıklarında kurulmuş olan kaleye varmış. Saray penceresinden içeri salona girmiş. Keloğlan, Ayla ve baş vezir uçan halıdan inmişler. Padişah salonun ortasındaki bir kafes içindeymiş. Ayla tahtında oturan amcasına doğru yürümüş " Amca, amca, neden yaptın bunu böyle, derdin nedir, çabuk söyle? " demiş. Amcası ayağa kalkmış. O da yeğeni Ayla'ya doğru yürümüş " Yeğen, yeğen, uçan halıya bindin geldin, neden beni payladın? " demiş. " Amca, amca, ben seni paylamadım. Sen neden babamı kaçırdın? " demiş. " Yeğen, yeğen, babanı kaçırdım ama o beni önemsemedi. Tahta bir oturdu, kalkmadı. O tahtta benim de hakkım var, dedim, bana dönüp bakmadı. Babanla ben kardeşiz. Baba bir ana ayrı, olur mu kardeşler arasında ayrı gayrı? Tahtın yarısı onunsa yarısı benim, halkımın mutluluğu için, çırpınır canım. " Ayla amcasına karşılık vermemiş ve Keloğlan'dan yana dönmüş. Keloğlan " Şimdi madem ki siz eski padişahın evlatlarısınız. O zaman, şey canım, siz ikiniz de padişahsınız. Taht geniş, bir tahta iki padişah oturmaz diye bir kanun yok ya. Siz ikiniz tahta oturursunuz olur biter, yani ben çözüm yolunu böyle buldum. " Keloğlan'ın bu sözleri üzerine herkes birbirine bakınmış. Amca gidip kardeşini kafesten çıkarmış. Üç yolcuyla kederli gelen uçan halı, beş yolcuyla neşeli bir şekilde başkente yumuşak iniş yapmış. Daha sonra sarayda düzenlenen bir törenle tahta iki padişah oturmuş. Kişisel hırslara kapılmadan, halkın menfaatini düşünerek, sevgiyle, iyilikle ülkeyi yönetmişler. Böylesi daha iyi değil miymiş, ne demek tahtı ele geçiren şehzade padişah olurmuş ve kardeşlerini halledermiş? Keşke birlik olsaydınız ve güç birliği yapsaydınız. Biri padişah diğeri ordu komutanı olabilirdi. Devlet meseleleri üzerinde ortak kararlar alanabilirdi. Bu arada Keloğlan ile Ayla evlenmişler. Ayla saraydan ayrılmak istememiş, Keloğlan da onunla birlikte sarayda yaşamak zorunda kalmış. Keloğlan hep çarşıda, pazardaymış. Halktan kopmamış ve halkın sorunlarını padişahlara anlatmış. Kardeş padişahlar, hazinenin değil, halkın cebinin dolu olmasına özen göstermişler. Çarşıda, pazarda köylüler takılırmış Keloğlan'a, Keloğlan Sultan derlermiş ama Keloğlan bunları önemsemezmiş " Benim sultanlığımdan ne olacak canım. Eskiden başım keldi, kafamda saç yoktu. Şimdi sultan olduysak ne değişti? Kafamda yine saç yok ve başım yine kel, deyince köylüler kahkahalarla gülermiş. SON Yazan Serdar Yıldırım
Keloğlan ve Çilli Tavuk Masalı Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, uzak ülkelerden birinde bizim keloğlan yaşarmış. Keloğlan kelmiş, keleşmiş ama özellikleri pek bir güzelmiş. İnsanlarla ilgilenir,arkadaşlarına iyi davranır, hayvanları sever fakat çalışmaktan pek hoşlanmazmış. Anası ona ne zaman bir iş buyursa bir bahane uydurur, anası kızınca da oraya buraya saklanır […] KELOĞLAN CENGİZ HAN’IN HAZİNESİ MASALI Bir varmış, bir yokmuş. Bir Keloğlan varmış. İş bulup çalışmaz, gezer dururmuş. Yolda gördüğü kedileri, köpekleri kovalarmış. Sincaplara taş atar, ördeklerin peşinden bağırır, onların kaçışlarına bakarak eğlenirmiş. Keloğlan bir gün methini çok duyduğu Cengiz Han’ın Hazinesi’ni bulmak üzere yola çıkmış. Eşek sırtında Konya’ya gelmiş. Oradan bir kervana katılarak, İran üzerinden […] Keloğlan ile Değirmenci Masalı Keloğlan ve zavallı anacığı, çok şiddetli bir geçim sıkıntısı içinde hayat mücadelesi veriyorlarmış. Bir kuru ekmek bir parça peynirle günlerce idare ederlermiş. Komşularına göre, tarlaları çok azmış hem de verimsizmiş üstelik senelerin birinde öyle bir kıtlık olmuş ki, bağ bahçeleri hep kurumuş mısır tarlaları bodur almış. Kış zamanı da yaklaşıyormuş ayrıca […]
Kategori Keloğlan Masalları Keloğlan Masalları Keloğlan ile Nasrettin Hoca Evvel zamanların birinde Keloğlan ile Nasrettin Hoca karşılaşırlar.. Keloğlan ile Nasrettin Hoca Masalı Keloğlan kasabaya tavuk satmaya gitmiş. Pazara gelince elindeki iki tavuğa müşteri aramaya başlamış. Adamın biri Devamını Oku Keloğlan Masalları Keloğlan ve Altın Bülbül Keloğlan ve Altın Bülbül Masalı Bir varmış, bir yokmuş; evvel zaman içinde kalbur saman içinde, deve tellâl iken, horozlar berber iken; Bir padişah varmış. Bu padişah, her tarafı Devamını Oku Keloğlan Masalları Keloğlan ve Cengizhan’ın Hazinesi Ben bir garip Keloğlan’ım, eşeğimin yok palanı varım yoğum doğruluktur, hiç de sevmem ben yalanı.. Keloğlan ve Cengizhan’ın Hazinesi Masalı Bir varmış, bir yokmuş. Bir Keloğlan varmış. İş Devamını Oku Keloğlan Masalları Keloğlan ve Değirmenci Keloğlan ve Değirmenci Masalı Bir zamanlar Keloğlan ve zavallı anacığı, çok şiddetli bir geçim sıkıntısı içinde hayat mücadelesi veriyorlarmış. Bir kuru ekmek bir parça peynirle günlerce idare ederlermiş. Devamını Oku Keloğlan Masalları Keloğlan ile Sihirli Kuş Keloğlan ile Sihirli Kuş Masalı Bir varmış, bir yokmuş. Bir masal ülkesinde Gülyüz derler, gül yüzlü, güler yüzlü bir kız varmış. Gülyüz, bir padişah kızıymış. Bir gün gergefini Devamını Oku Keloğlan Masalları Keloğlan ile Köse ve Ese Keloğlan Ese ve Köse Masalı Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde köyün birinde kel bir oğlanla anacığı mutlu mesut yaşarmış. Keloğlan bütün gün köyün çocuklarıyla oyun oynar, Devamını Oku Keloğlan Masalları Keloğlan Açıl Sofram Açıl Keloğlan Açıl Sofram Açıl Masalı Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, çok yoksul bir karı-koca varmış. Öyle yoksul, öyle yoksullarmış ki, bir kel oğlancıklarına Devamını Oku Keloğlan Masalları Keloğlan ve Orman Perileri Keloğlan ve Orman Perileri Masalı Bir zamanlar, küçük ve şirin bir köyde yeşilliklerin bol, ormanların çok olduğu bir yerde anne ile oğul yaşarmış. Küçük yaşta babası ölen bu Devamını Oku Keloğlan Masalları Keloğlan ile Sihirli Tas Keloğlan ile Sihirli Tas Masalı Bir varmış, bir yokmuş. Allah’ın kulu çokmuş. Uzak bir köyde Keloğlan ile ihtiyar annesi beraber yaşarlarmış. Keloğlan’ın annesi onu “Kel oğlum, keleş oğlum” Devamını Oku Keloğlan Masalları Keloğlan ile Padişah Keloğlan ile Padişah Masalı Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, uzak bir ülkede Allah`ın kulu çokmuş, çok söylemesi günahmış. Diyarın birinde bir Keloğlan ve bir de bunun anası Devamını Oku
Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Masallardan Seçmeler, Seçme Masallar, Güzel Masallar > Keloğlan Masalları, Keloğlan Masallarından Seçmeler KELOĞLAN AKIL KÜPÜ MASALI KELOĞLAN MASALLARI MASALLARDAN SEÇMELER, SEÇME MASALLAR, GÜZEL MASALLAR, ÜNLÜ MASALLAR Bir varmış bir yokmuş. Allah`ın kulu çokmuş, bir dağın başında, bir ormanın yanıbaşında keloğla`nın yaşadığı köy varmış. Keloğlanın bir tek anacığı, anacığının da bir tek kel oğlu varmış. Dünyada başka kimseleri olmadığı için hep birbirlerine destek olurlar, kuru ekmek yeseler kimselere belli etmezler, padişahlara layık yemekler yedik diyerek kötü durumlarından kimseleri haberdar etmezlermiş. Keloğlan çok akıllıymış ancak akıllı olduğu kadarda tembelmiş. Anası hadi oğlum, bahçeden bir soğan al dese, iki saat düşünür, üç saat hesap yapar, o soğanı bahçeden ayağına nasıl getirtebilir, onu düşünürmüş. Sonunda bir yolunu bulurmuş ama annesi de bu arada çıldırır dururmuş. Günler böyle gelip geçerken, Keloğlanın anacığı bir gün hastalanmış, bütün iş güç keloğlana kalıvermiş. O tembel keloğlan gitmiş, yerine aklı başında çalışkan bir keloğlan gelivermiş. Anası yattığı yerden keloğlana emirler yağdırıyor, bizimki de oradan oraya böyle günlerce sürmüş, keloğlan sonunda yorgunluktan bir köşeye düşmüş. O sırada bir fare keloğlanın yanına gelip - Keloğlan keleş oğlan, her işi beleş oğlan, nasıl ama çalışmak, zor geliyor di mi ? demiş. Keloğlan gözünü aralamış, fareyi kovalamış. Fare tekrar gelmiş bu sefer iyice yaklaşıp, - heeyyy. Duydun mu prensesin başına gelenleri, Her kim prensesi iyileştirse, kral onu kızıyla evlendirecekmiş, demiş. Sonra bir çırpıda anlatmış, güzeller güzeli prenses aylardr ağlayıp duruyormuş ve onu kimseler susturamıyormuş. Kızımı güldüren her kim olursa, onu prens yapacağım demiş kral. Keloğlan bunu duyduktan sonra, `Bu iş böyle olmayacak, başka şeyler yapmak lazım `diye hoplayıp zıplamaya başlamış. Öyle hoplayıp zıplayarak evlerinin yakınındaki dağın eteklerine kadar gelmiş. Dağın eteklerinde açan çiçekleri toplamış. Bu çiçeklerin özelliği insanları kıkır kıkır güldürebilmesiymiş. Anasından öğrendiği kadarıyla, hepsini bir araya getirirse, prensesi güldürebileceğini biliyormuş. Bütün gün topladığı çiçekleri bazı karışımlarla suladıktan sonra , çiçekleri alıp, sarayın yolunu tutmuş. Az gitmiş, uz gitmiş dere tepe düz gitmiş, sarayın kapısına geldiğinde iki takla atıp, sırada bekleyenlerin bilgi yanında sıraya geçmiş. Akşama doğru ona sıra geldiğinde neredeyse yorgunluktan uyuyacak hale gelmiş. Onu içeri almışlar,keloğlan elindeki kağıdın içinde sakladığı çiçekleri prensese uzatmış. Prenses çiçekleri line alır almaz kıkır kıkır gülmeye başlamış, öyle çok gülüyormuş ki, kral ,kraliçe ve beraberindeki herkes prensesle gülmeye başlamış. Prenses mutluluktan uçuyor o gün kurulan düğünle prensesle evlenmiş, anasını hasta yatağından aldırmış ve saraya getirmiş. Anası da kel oğlunun kel kafasına kocaman bir öpücük kondurmuş . “KELOĞLAN MASALLARI, KELOĞLAN MASALLARINDAN SEÇMELER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN >>>TIKLAYIN>>TIKLAYIN>>TIKLAYIN>>TIKLAYIN>>TIKLAYINYorumu şahane bir site burayı sevdimm ->Yazan Buse. Er 8. **Yorum** ->Yorumu SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM... ->Yazan sıla 7. **Yorum** ->Yorumu valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden mugladan sevgiler.... ->Yazan kara48500.. 6. **Yorum** ->Yorumu çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim. ->Yazan Tuncay. 5. **Yorum** ->Yorumu ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. ->Yazan efe . 4. **Yorum** ->Yorumu ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun ->Yazan rabia.. 3. **Yorum** ->Yorumu Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim ->Yazan pınar.. 2. **Yorum** ->Yorumu çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor ->Yazan ESRA.. 1. **Yorum** ->Yorumu Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. ->Yazan Hasan Öğüt. >>>YORUM YAZ<<< Adınız YorumunuzYorumunuzda Silmek istediğiniz kelime veya cümle varsa kelimeyi fare ile seçinve delete tuşuna basın... E MailZorunlu Değil
keloğla masalları kısa özeti oku