🐟 Avm Hastaları Nelere Dikkat Etmeli
Bualanda başarı için 5 başlık önemli. Uluslararası literatürde RPM olarak geçen uzaktan hasta takibi, komplikasyonlara neden olabilecek rahatsızlıklar bulunduran hastaların sağlık uzmanları tarafından takibini ve gerekli durumlarda anlık müdahaleyi esas alır. Örneğin, konjestif kalp yetmezliği (KKY) gibi bir hastalığı
Bunlarışu şekilde özetlemek mümkündür: Granit doğası gereği ağır bir malzemedir. Bu nedenle alacağınız tencerenin ağırlığına dikkat etmeniz gerekir. Eline aldığınız tencere olması gerekenden hafifse büyük ihtimalle gerçek granit malzemeden yapılmamıştır. Döküm tencereler kadar ağır olmasa da bir teflon
Kapanmaylabirlikte salgın kontrol altına alınabildi mi, tam olarak ne zaman rahatlamış oluruz, büyükşehirlerdeki yoğun bakımların doluluk oranları ne oranda değişti, açılma sonrası dikkat etmemiz gerekenler neler gibi sorularımızı Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Keskin cevapladı. İstanbul,
GaziÜniversitesi Başhekimi, Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Demircan, 'D vitamini' eksikliği ile koronavirüs arasındaki bağı değerlendirdi.
Kirageliri vergisi ödemek için beyan verme süresi doluyor. Kira gelir beyannamesi vereceklere önemli bilgiler. İş yeri ve konutlardan elde edilen kira geliri beyan süresinde son 9 gün. Kira geliri beyannamesi verecekler bu habere dikkat, 317 liradan fazla kira alıyorsanız beyan süresi için geri sayım başladı. 2 dk okunma süresi.
Kalphastaları yaza girerken nelere dikkat etmeli yazımızda sizlere bazı tavsiyelerimiz var . Sıcak havalarda açık renkli, rahat ve bol, ter emici özellikte giysiler tercih edilmelidir. Yaz aylarında günlük sıvı ihtiyacı 2-3 litreye çıkmaktadır. Yazın günde 2
Hayaller Van Persie, gerçekler; tam tersi! Hadi bakalım bunlarda benim hayallerim ve gerçekte olanlar! * Hayaller; dünyanın başkenti İstanbul'da yaşamak, gerçekte olan; dünyanın trafik rezaleti yaşanan şehirde yaşamak! × Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren
DarendeliHüseyin Paşa tarafından 1718’de L biçiminde yaptırılan Zincirli Bedesten, 300 yıldır ayakta duruyor. Gaziantep’te geçmişte ticari hayatın merkezi olan Zincirli Bedesten, bugün de büyük ilgi görüyor.Darendeli Hüseyin Paşa tarafından 1718’de L biçiminde yaptırılan Zincirli Bedesten’te 73 dükkan yer alıyor.Kurulduğu günden itibaren ticaret yapılan
HerkeseMerhaba; Gece hayatı.biz’i uzun zamandır takip ediyorum.Daha önce gidilmemiş ve hakkında bilgi sahibi olmadığınız bir ülkeden bahsedeceğim ”UGANDA” Evet yanlış okumadınız Uganda’ya gittim :)ne işin var orada gibi aklınızdan geçen sorular olduğunu biliyorum ama bunlar gereksiz sorular:) Asıl konuya gelelim;eğer Zenci kızlardan hoşlanıyorsanız,tam da
XjaR. Çevresel faktörler arasında; iç ve dış ortam hava kirliliği, sigara, solunum yolu enfeksiyonları, mesleki duyarlaştırıcılar, ev içi akarları, ev hayvanları, küf mantarları, polenler gibi alerjenler yer almaktadır. Allerjik astım, astım fenotiplerinden biridir. Alerjik astımlı kişilerde mevsimsel alerjik rinit, ürtiker, egzama gibi diğer alerjik hastalıklar daha sıklıkla görülmektedir. Astım hastası tetikleyici faktörlerin farkında olursa ve bu tetikleyici faktörlere karşı önlemini alırsa hastalığının kontrolünü çok daha rahat sağlayacaktır. Astım semptomlarının tetikleyicileri ise alerjenler, enfeksiyonlar, irritenlar toz, sigara, boya gibi, havadaki ısı ve nem değişikliği, ilaçlar ve iklim değişimidir” diye konuştu. Astım hastaları klima kullanırken çok dikkatli olmalı’’ “Havanın aşırı sıcak ve nemli olması, hava ısısındaki ani değişimler astım hastaları için oldukça zorlayıcıdır” diyen Güzel sözlerine şöyle devam etti; “Aşırı sıcak ve nemli havada küf mantarları ve ev akarlarının çoğalması artacaktır. Bu da astım alevlenmesine neden olabilir. Sıcak yaz günlerinde ortam havasını soğutmak amacıyla klima kullanımı kaçınılmazdır. Astımlı hastaların bulunduğu ortamdaki havanın nemi, ısısı, partikül yoğunluğu oldukça önemlidir. Dışarıdaki havayı ve/veya iç ortamdaki havayı alarak soğutarak geri veren klimalar filtreleri sayesinde havadaki zararlı partikülleri temizlemiş olur. Aşırı sıcak havanın astım hastaları için zorlaştırıcı bir faktör olduğu da göz önüne alındığında astım hastaları belli kurallara dikkat ederek klima kullanabilir’’ ifadelerini kullandı. Klima filtreleri sürekli nemli olduğu için zaman içerisinde filtrelerde biriken tozlarda mantar ve bakteri gibi mikroorganizmaların üreyebileceğini söyleyen Güzel, Bu mikroorganizmalar havaya karıştığında akciğer enfeksiyonlarına ya da astım hastalarının şikayetlerinin artmasına neden olur. Periyodik bakımı yapılmayan klimalarda filtrelerde biriken tozlar havaya karışacağından alerjik kişilerde hapşırma, burun akıntısı, gözlerde yaşarma gibi alerji şikâyetlerinin başlamasına ya da öksürük, nefes darlığı, hırıltı gibi astım şikâyetlerinin başlamasına neden olabilir. Bu nedenle klimaların en az yılda iki kez periyodik bakımı mutlaka yapılmalıdır. Periyodik bakımı yapılmayan klimalar hoş olmayan kokulara neden olur. Bu kokular da astım hastalarının yakınmalarının artmasına neden olabilir’’ şeklinde konuştu. Doç. Dr. Aygül Güzel sözlerini şöyle sürdürdü “Klimaların diğer bir olumsuz etkisi ise; özellikle nem - hava koruma özelliği olan klimalar seçilmemişse havayı kurutmasıdır. Nem dengesi sağlanmazsa zararlı partiküllerin solunum yollarına ulaşması kolaylaşır. Böylece akciğer enfeksiyonları ve ya solunum bulguları ortaya çıkabilir. Klima kullanırken ortam aniden soğutulursa bronş hiperreaktivitesi gelişir ve öksürük, nefes darlığı gibi yakınmalar oluşabilir. Bu nedenle ortam yavaşça soğutulmalıdır.”
Koronavirüs normalleşme takvimi kapsamında kuaför ve AVM'lerin açılması, hijyen konusunda da birçok soruyu da akıllara getiriyor. Özellikle mahalle aralarında bulunan berber ve kuaförlere dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen uzmanlar, AVM gibi kapalı alanlarda virüsün daha uzun süreli yaşadığı ve ciddi riskler taşıdığı uyarısında bulunuyor. Konuyla ilgili konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melike Yavuz ise kuaför ve AVM'lerde oluşabilecek olası tehlikeler hakkında bilgi vererek, virüsten nasıl korunmamız gerektiğini anlattı. “Başkaları için de kullanılan aletler sterile edilmeli” Özellikle İstanbul'da mahalle aralarında bulunan küçük çaplı berber ve kuaförler hakkında uyaran Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melike Yavuz, “Küçük çaplı berber ve kuaförlerde koronavirüsten korunmak için en önemli strateji olan fiziksel mesafenin korunması' son derece güç olacaktır. Bazı kuaför ve berberlerde sadece çalışanlar bile yeterince kalabalık oluşturabiliyor. Aynı koltuğa oturan bir önceki müşterinin hasta olması durumunda onun dokunduğu yüzeylere temas edilmesi de risk. Yine buralarda kullanılan havlu, makas, tarak gibi aletlerin kullanıldıktan sonra bir sonraki müşteri için kullanımı yeterli dezenfeksiyon, sterilizasyon önlemi alınmazsa risk oluşturacaktır. Ayrıca bu işletmelerde çalışanlar da gün boyunca hasta olup olmadıklarını bilmedikleri çok sayıda müşteri ile temas edeceklerdir. Bu durum da çalışanlar için risk anlamına gelir” dedi. “Herkes kendi özel eşyasıyla gitmeli” Saç, sakal gibi kişisel bakım sırasında oluşabilecek risklere değinen Yavuz, “Saç, sakal kesimi ve özellikle yüz bölgesine yönelik diğer bakım hizmetlerinin verilmesi sırasında müşteri ile çalışan arasında fizik mesafenin korunması mümkün değildir. Kullanılan jilet, ustura, makas, törpü gibi aletlerin steril olması çok önemli. Sadece korona değil diğer enfeksiyonlar özellikle de kanla bulaşan hastalıklar açısından bu aletlerin sterilizasyonu çok önemlidir. Mümkün olduğu kadar kişiye özel ya da tek kullanımlık aletlerin tercih edilmesi gerekir. Bu gibi yerlere mümkün olduğu kadar gidilmemesi gerekir. Ama ısrarla gidecek olanlar da tam koruma sağlamamakla birlikte birtakım önlemler alarak gitmeli. İçişleri Bakanlığı bu konuda bir genelge yayınladı. Bu genelgede berber,kuaför ve güzellik salonlarında alınması gereken önlemler belirlenmiş. Bu nedenle halkımıza bu iş yerlerinde genelgeye uyumu yakından gözlemelerini ve talep etmelerini öneririm. Herkes kendi özel havlusu, örtüsü, cımbızı, manikür seti, tarak ve fırçası ile kuaföre ve berbere gitmeli, tek kullanımlık veya dezenfekte edilmiş malzeme talep etmeli, hizmet süresince hem kendisinin hem de çalışanların mutlaka maske takmasına dikkat etmelidir” şeklinde konuştu. “AVM'lerde kabinleri kullanmayın” AVM'lerin kapalı alanlar olduğu için özellikle dikkat edilmesinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Melike Yavuz şunları söyledi “Her şeyden önce AVM'ler kapalı alanlardır. Havalandırma sistemleri nedeniyle damlacıklar içindeki virüsler kapalı ortamda uzun mesafelerde dolaşım riski içermektedir. Kapalı alanda uzun süre çalışmak zorunda kalarak, yeterli derecede denetlenmesi sağlanamayan ürünlerle ve çok sayıda müşteriyle temas edecek olan AVM çalışanların sağlık riski oldukça yüksektir. AVM'lerdeki kapalı ortam ve denetimi yapılmamış ürünler yalnız çalışanlar için değil, müşteriler için de büyük risk içermektedir. Dar alanlı kıyafet deneme odalarının temizliği önemli bir sorun olacaktır. Hasta kişinin denediği bir kıyafetin daha sonra aynı kıyafeti deneyen sağlıklı bir kişi için risk oluşturacaktır. Korunmak için en doğru yöntem AVM alışverişlerinin bir süre daha ertelenmesidir. Çeşitli gerekçelerle ertelenemiyorsa yoğun olmayan saatlerin tercih edilmesini, mutlaka maske takılmasını, kıyafet deneme odalarının kullanılmamasını, tuvaletlere mümkün olduğunca girilmemesini, ellerin satıştaki ürünler ve ortamla her temastan sonra su ve sabunla en az 20 saniye yıkanmasını, su ve sabuna ulaşılamadığı durumda da el antiseptikleri kullanılmasını öneririm.” Son günlerde vaka ve ölüm sayılarında anlamlı düşüş olduğunu söyleyen Yavuz¸ “Son bir haftadır vaka ve ölüm sayılarında anlamlı bir düşüş gözlüyoruz. Bu düşüş elbette halkımızın önlemlere büyük oranda uyması sayesinde sağlanmıştır. Ama bu her şeyin geride kaldığı ve bildiğimiz normale dönebileceğimiz anlamına gelmemektedir. Son günlerde vaka sayılarının azalmasının verdiği bir rehavet hali gözlemekteyiz. Sokaklarda, pazar yerlerinde, marketlerde eskiye benzer kalabalıklar görmeye başladık. Bu durum tüm emeklerin boşa gitmesine, salgının yeniden yükselmesine neden olabilir. Geriye dönüşün aşamalı olarak el ve solunum hijyeni, fiziksel mesafe gibi en temel korunma önlerinin titizlikle devam ettirilmesi ile olması gerektiğini aklımızdan çıkarmayalım” şeklinde konuştu.
Çerkezköy Bakış - Kardiyoloji Uzmanı Aydın, “COVID-19 virüs nedeniyle pandemi döneminde kronik kalp rahatsızlığı olan bireyler korona yakalanacağım endişesiyle doktor kontrollerini aksatabiliyor. Hastaların korkmadan sosyal mesafe kurallarına uyarak sağlık kontrollerine devam etmeleri ve ilaçlarını düzenli kullanmaları gerektiğini ifade etti. Öte yandan dünyada koronavirüse oranla kalp hastalığından hayatını kaybedenlerin oranı daha yüksektir.” dedi. KALP RAHATSIZLIĞI OLANLAR PANDEMİ DÖNEMİNDE NELERE DİKKAT ETMELİ? Özellikle kaygıların hastalar üzerinde büyük etkisi ve zararları olabiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Aydın, “Pandemi ile birlikte kaygı toplumsal olarak bir nevi panik ataklara dönüştü. Korana virüsün genel olarak kapalı ortam ve çok insanların kalabalık olduğu ortamlar olan alışveriş merkezleri, düğünler, toplantı salonları gibi ortamlarda daha fazla görülür. Aylardır evde kalan bireyler var ve bu kişiler psikolojik açıdan çok bunalmış durumda. Sosyal mesafe kuralına uyarak ve maske takıp açık havada egzersiz yapmak, hastalığın bulaşma riskini arttırmamakla birlikte hem beden hem de ruh sağlığınızı korumanızda yardımcı olur. Özellikle psikolojinizi düzeltmek için yapılması gereken bir diğer şey ise COVID-19 gündemi takip etmekten vazgeçmeli. Özellikle kronik hastalığı olan bireylerin influenza Grip ve zature aşılarını yaptırmalarını tavsiye ediyorum. Koronavirüs karşı geliştirilen BioNTech ve Sinovac aşılarında ciddi bir yan etkileri olmamakla birlikte. Kişilerin rahatsızlıklarına göre aşılarını yaptırmaları önem taşıyor.” dedi. PEKİ KALP RAHATSIZLIĞI OLANLAR, RUTİN KONTROLLERİNİ HANGİ PERİYOTLARLA YAPMALI? Hasta ne kadar kontrol altında ve ne kadar dengede ise, takip periyotları o kadar uzar. Hasta ne kadar komplikasyonlu ise ya da hastalık süreci ne kadar dengesizse kontrol süreci o kadar artar. Bu periyodik süreçleri en aza indirgemek için mutlaka doktor kontrolünde düzenli aksatmadan ilaç kullanımına dikkat edilmelidir. PANDEMİ DÖNEMİNDE KONTROLLERİN AKSATANLAR DA NE GİBİ SORUNLAR ORTAYA ÇIKABİLİR? Pandemi sürecinde, Türkiye’de acil koroner girişimler yüzde 25-40 arasında azalmış durumda. Bunlara ek olarak, aynı şekilde yatarak tedavi gören ve kontrole gelen hasta sayıları da belirgin bir şekilde azaldı. Pandemi sürecinde kalp sağlığının ihmal edildiği durumda ilerleyen süreçte büyük sağlık sorunları ile karşılaşma riskini önemli ölçüde artıracaktır. Kalp rahatsızlıkları, dünya da hayat kayıplarına neden olan hastalıkların başında gelmektedir. Kontrolü aksatılan rahatsızlıkları kişilerin tedavi sürecini zorlaştırmak ile beraber süreci de uzatabilir. Unutulması gereken bir noktada hayat kayıplarının yüzde 80’in nedeni hala kalp hastalıklarıdır. Koranavirüs süreci ise bu oranların çok çok altında kaldığını net bir şekilde ifade edebiliriz. Salgından korunmak için tüm kurallara uyalım ve diğer sağlık sorunlarını ihmal etmeden doktorlar kontrolleri ve tedavilerini yaptıralım. COVID-19 GEÇİREN BİREYLER NE ZAMAN KARDİYOLOJİK KONTROLLERİNİ YAPTIRMALI? Sadece COVID-19 değil diğer tüm virüslerin kalbi etkilediğini unutmayalım. Virüsler miyokardit dediğimiz kalp kası iltihabına neden olabilir ve bu durum tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Bu rahatsızlık ise pıhtı oluşumunu sıkılaştırabilir. Bütün viral enfeksiyonlar sistemik tutulum yapabilmektedir. Kalp ile ilgili hiçbir şikayeti olmadığı halde COVID-19 geçirenler kardiyoloji muayenesine gelebiliyor. COVID-19 bazı durumlarda diğer viral virüslerin olduğu gibi kalbi etkileyebilmektedir. Öte yandan belirtileri ve ihtiyacı olduğu halde “Hastaneden virüs kaparım” korkusuyla kontrolleri aksatmamak gerekiyor. Özellikle nefes darlığı ve göğüs ağrısı olan kişiler doktora başvurmakta geç kalmamalıdır. "KRONİK KALP VE DAMAR RAHATSIZLIĞI OLANLAR AŞI YAPTIRSIN" Aydın, kış aylarında vücut bağışıklığının düşmesi sonucu enfeksiyonlara yakalanma olasılığının arttığına işaret ederek, özellikle kalp yetmezliği, kalp krizi öyküsü olan yaşlı hastaların her yıl grip aşısı, olmasını önerdi. Ayrıca, kronik kalp ve damar rahatsızlığı olanların koronavirüs aşısı yaptırmasının önemli olduğuna dikkati çeken Aydın, "Bu tür rahatsızlıkları olanlar mutlaka koronavirüs aşısını yaptırsın. Çünkü kalp gibi kronik hastalığı olan gruplarda koronavirüs nedeniyle ölüm oranları çok daha yüksek seyrediyor." ifadelerini kullandı. “BOL SU İÇİN” Su içmek kesinlikle en önemli unsurlardan biridir. Kişilerin günde 2 ya da 3 litreye yakın su içmesi sağlıkları bakımından oldukça faydalıdır. Kalp hastalığı olanlar da günlük su tüketimine ayrıca özen göstermelidir. “KASLARI HAREKETE GEÇİRİN” Evde küçük ağırlıklar kaldırarak kasların hareket etmesine sağlanmalıdır. Gün aşırı 10’ar dakika bile yapmak yeterli olacaktır. Nefes egzersizleri ve esneme hareketleri yapılmasına gayret edilmelidir. “SAĞLIKLI BESLENMEYE ÖZEN GÖSTERİN” Kesinlikle şeker ve tuz tüketiminden kaçınılması gerekir. Çünkü bunlar bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olur. Her gün oluyorsa salata ve 1 tabak sebze yemeği tüketilmesi gerekir. Doktora danışarak vitamin desteği alınması da oldukça önemlidir. Bu dönemde kalp rahatsızlığı olan kişilerin doktor ile irtibatı kesmemesi telefonla bile arayıp herhangi bir şikâyeti olduğunda bildirmesi gerekir. “KALP HASTALARI İÇİN MORAL ÇOK ÖNEMLİ” Aydın, “COVID-19 nedeniyle yayılan birçok olumsuz haberi takip etmemek daha doğrudur. Moralin yüksek tutulması bağışıklık sisteminin güçlü kalması açısından çok etkilidir. Evde çeşitli hobilerle uğraşmak yeni şeyler üretmek kişilerin kendine mutlu hissetmesini sağlar bu da bağışıklık sisteminin güçlenmesi konusunda oldukça etkilidir.” dedi. “HİJYENE DİKKAT EDİLMELİ” Aydın, “Pandemi sürecinde en etkili unsur kişilerin hijyen konusunda oldukça hassasiyet göstermesi gerekir. Ellerin sürekli temiz tutulması, sokağa çıkıldığında ellerin göz ve ağız ile temas ettirilmemesi, maskesiz dolaşmamaya dikkat edilmesi oldukça önemlidir. Ayrıca dışarıda kişilerin yanlarında alkol bazlı dezenfektan yada ıslak mendil bulundurmaları gerekir.” ifadelerine yer verdi.
Corona virüs normalleşme takvimi kapsamında berber, kuaför ve AVM’lerin açılacak olması, hijyen konusunda da birçok soruyu da akıllara getiriyor. Özellikle mahalle aralarında bulunan berber ve kuaförlere dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen uzmanlar, AVM gibi kapalı alanlarda virüsün daha uzun süreli yaşadığı ve ciddi riskler taşıdığı uyarısında bulunuyor. Konuyla ilgili konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melike Yavuz ise kuaför ve AVM’lerde oluşabilecek olası tehlikeler hakkında bilgi vererek, virüsten nasıl korunulması gerektiğini anlattı."BAŞKALARI İÇİN DE KULLANILAN ALETLER STERİLE EDİLMELİ"Özellikle İstanbul’da mahalle aralarında bulunan küçük çaplı berber ve kuaförler hakkında uyaran Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melike Yavuz, “Küçük çaplı berber ve kuaförlerde koronadan korunmak için en önemli strateji olan fiziksel mesafenin korunması’ son derece güç olacaktır. Bazı kuaför ve berberlerde sadece çalışanlar bile yeterince kalabalık oluşturabiliyor. Aynı koltuğa oturan bir önceki müşterinin hasta olması durumunda onun dokunduğu yüzeylere temas edilmesi de risk. Yine buralarda kullanılan havlu, makas, tarak vb. aletlerin kullanıldıktan sonra bir sonraki müşteri için kullanımı yeterli dezenfeksiyon, sterilizasyon önlemi alınmazsa risk yaratacaktır. Ayrıca bu işletmelerde çalışanlar da gün boyunca hasta olup olmadıklarını bilmedikleri çok sayıda müşteri ile temas edeceklerdir. Bu durum da çalışanlar için risk anlamına gelir” dedi.“HERKES KENDİ ÖZEL EŞYASIYLA GİTMELİ”Saç, sakal gibi kişisel bakım sırasında oluşabilecek risklere değinen Yavuz, “Saç, sakal kesimi ve özellikle yüz bölgesine yönelik diğer bakım hizmetlerinin verilmesi sırasında müşteri ile çalışan arasında fizik mesafenin korunması mümkün değildir. Kullanılan jilet, ustura, makas, törpü vb. aletlerin steril olması çok önemli. Sadece korona değil diğer enfeksiyonlar özellikle de kanla bulaşan hastalıklar açısından bu aletlerin sterilizasyonu çok önemlidir. Mümkün olduğu kadar kişiye özel ya da tek kullanımlık aletlerin tercih edilmesi gerekir. Bu gibi yerlere mümkün olduğu kadar gidilmemesi gerekir. Ama ısrarla gidecek olanlar da tam koruma sağlamamakla birlikte birtakım önlemler alarak gitmeli. İçişleri Bakanlığı bu konuda bir genelge yayınladı. Bu genelgede berber/kuaför/güzellik salonlarında alınması gereken önlemler belirlenmiş. Bu nedenle halkımıza bu iş yerlerinde genelgeye uyumu yakından gözlemelerini ve talep etmelerini öneririm. Herkes kendi özel havlusu, örtüsü, cımbızı, manikür seti, tarak ve fırçası ile kuaföre ve berbere gitmeli, tek kullanımlık veya dezenfekte edilmiş malzeme talep etmeli, hizmet süresince hem kendisinin hem de çalışanların mutlaka maske takmasına dikkat etmelidir” diye konuştu.“AVM’LERDE KABİNLERİ KULLANMAYIN”AVM’lerin kapalı alanlar olduğu için özellikle dikkat edilmesinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Melike Yavuz şunları söyledi; “Her şeyden önce AVM’ler kapalı alanlardır. Havalandırma sistemleri nedeniyle damlacıklar içindeki virüsler kapalı ortamda uzun mesafelerde dolaşım riski içermektedir. Kapalı alanda uzun süre çalışmak zorunda kalarak, yeterli denetlenmesi sağlanamayan ürünlerle ve çok sayıda müşteriyle temas edecek olan AVM çalışanların sağlık riski oldukça yüksektir. AVM’lerdeki kapalı ortam ve denetimi yapılmamış ürünler yalnız çalışanlar için değil, müşteriler için de büyük risk içermektedir. Dar alanlı kıyafet deneme odalarının temizliği önemli bir sorun olacaktır. Hasta kişinin denediği bir kıyafetin daha sonra aynı kıyafeti deneyen sağlıklı bir kişi için risk için en doğru yöntem AVM alışverişlerinin bir süre daha ertelenmesidir. Çeşitli gerekçelerle ertelenemiyorsa yoğun olmayan saatlerin tercih edilmesini, mutlaka maske takılmasını, kıyafet deneme odalarının kullanılmamasını, tuvaletlere mümkün olduğunca girilmemesini, ellerin satıştaki ürünler ve ortamla her temastan sonra su ve sabunla en az 20 saniye yıkanmasını, su ve sabuna ulaşılamadığı durumda da el antiseptikleri kullanılmasını öneririm”Son günlerde vaka ve ölüm sayılarında anlamlı düşüş olduğunu belirten Yavuz, “Son 1 haftadır vaka ve ölüm sayılarında anlamlı bir düşüş gözlüyoruz. Bu düşüş elbette halkımızın önlemlere büyük oranda uyması sayesinde sağlanmıştır. Ama bu her şeyin geride kaldığı ve bildiğimiz eski normale dönebileceğimiz anlamına gelmemektedir. Son günlerde vaka sayılarının azalmasının verdiği bir rehavet hali gözlemekteyiz. Sokaklarda, pazar yerlerinde, marketlerde eskiye benzer kalabalıklar görmeye başladık. Bu durum tüm emeklerin boşa gitmesine, salgının yeniden yükselmesine neden olabilir. Geriye dönüşün aşamalı olarak ve el ve solunum hijyeni, fiziksel mesafe gibi en temel korunma önlerinin titizlikle devam ettirilmesi ile olması gerektiğini aklımızdan çıkarmayalım" şeklinde
avm hastaları nelere dikkat etmeli